Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yarışma Projesi
Tip: Sağlık Yapıları
İşveren: Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi (Yarışma Projesi)
Toplam Alan: 51.436 m²
Konum: Kadıköy, İstanbul / Türkiye
Proje Ekibi: Burak Haznedar, M. Ebru Erdönmez, F. Türköz Haznedar, S. İlkay Kaya, Ufuk Polat, C. Mustafa Çetindaş
Hastaneler; hastalıkları teşhis ve tedavi eden; bulaşıcı hastalıkların yayılmasına engel olan; halkın sağlığını korumak için önlemler alan; hastalıklarla savaşmak için bilimsel deneylerin ve araştırmaların yapıldığı; sağlık personeli yetiştiren; tüm donatıları ve binası ile sosyal bir kuruluştur (Mutlu, 1973).
Kamusal kullanım üzerinden şekillenen bir sağlık yapısı olan hastane alanları da insan, toplum ve toplumsal gelişim ile yakından ilişkilidirler. Mekânsal olarak kurulan etkileşim duyguları şekillendirmede de rol oynar ve bu mekânların kullanıcılar üzerindeki etkisini arttırarak konusunda uzmanlaşan ve sağlık hizmeti veren hekimlerin yanı sıra iyileşme sürecine olumlu katkı sunar.
Hem hastalar, hem de kullanıcıları için iyi tasarlanmış, sosyal ve kültürel donatı alanlarına sahip, engelsiz erişimin desteklendiği ve doğal çevre ile iç içe bir sağlık kompleksi çoğu zaman insanların olumsuz bir ruh hali ile geldikleri bu mekânın karşısındaki üzerinde farklı ve olumlu bir etki bırakmasını da beraberinde getirecektir.
Hastaneler başta olmak üzere büyük ölçekli sağlık yapıları birçok farklı, ve çoğu zaman da benzemez parçadan oluşmuş olan yaşayan bir organizma olarak ele alınabilir. Araştırma süreçleri, toplumsal gereksinimler ve kullanım değişiklikleri üzerinden ele alındığında sürekli olarak kendini güncellemesi gereken bu kompleks yapının kullanım alanlarının da bu gereksinime karşılık vermesi beklenmektedir. Bu doğrultuda, kentimiz ve ülkemiz için değerli bir konumda yer alan Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin, özellikle de pek çok iyi çalışmanın sunulacağı ve Türkiye kamu yapıları için, ne yazık ki, sıradışı olarak değerlendirilebilecek bir yarışma süreciyle yenilenecek olmasının çok önemli bir adım olduğu ortadadır. Bu süreç özelleşen bir sağlık kurumu olan hastanenin bu süreci kurumsal, hasta sağlığı ve iyileşme süreçleri açısından güncel gereksinimleri karşılamak için en verimli şekilde ele almaları da oldukça önemlidir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Akıl ve Ruh Sağlığı’nı, “Yeteneklerinin farkında olan bireylerin, yaşamın normal stresleriyle baş edebilmesi, üretken olması ve içinde bulunduğu topluma katkıda bulunması” olarak tanımlamaktadır. Bu süreçte, farklı şekillerde pek çok kırılma ve beklenmedik olay yaşanmakta ve bu baş edebilme süreci akamete uğrayabilmektedir. Böyle bir süreci yönetmek için Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi oldukça besleyici yaşam alanlarına sahiptir.
Mimarlık, kişinin çevresinin önemli bir parçasıdır. Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastaneleri de iyileştirici binalara ihtiyaç duymaktadır (Baker ve diğ., 1959). Psikoterapi dışında, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi görmek için yatılı kalan bir hastanın, doktorlarla, ailesiyle veya diğer hastalarla sürekli sosyal bir etkileşim halinde olduğu gibi, fiziksel çevresi ile de etkileşim halinde olması, bu iyileştirici çevreye ihtiyaç duyulmasının nedenlerindendir. C. Norberg Schulz’un da değindiği gibi, insanın içinde yaşadığı çevreden yararlanabilmesi, ona uyum sağlayabilmesi ya da onu kendisine uydurabilmesi için o çevreyi tanıması ve anlaması gerekmektedir.
Bu bağlamda, fiziksel çevre olarak hem kişisel mekanların hem de sosyal mekanların bir terapi ortamı oluşturulabilecek iyileştirici kurguda tasarlanması önemlidir.
‘Yer’ üzerine
Yarışma kapsamında yapılan araştırmalar öncelikli olarak Kadıköy ilçesi başta olmak üzere neredeyse tüm İstanbul’da oldukça zor rastlanılabilecek olan, yeşilin hakim olduğu bir fiziksel çevreyi ve yaşam alanlarını anlama ve anlamlandırma çalışmaları başlamıştır. Bu kapsamda alanın yoğunluğu, kullanım yükleri, fiziksel ve toplumsa ilişkiler ağı başta olmak üzere bir kısım araştırma ve raporlama yapılmıştır. Bu doğrultuda alanın çevresel etmenler ile ilişkisi de ele alınarak yer ile kurulacak ilişkinin en az müdahale ile birlikte ortaya konulmasını amaçlayan bir altlığın oluşturulmasına çalışılmıştır.
Yapılan araştırmalar kapsamında üst ölçek ağların çalışma alanı üzerindeki etkisi ve karşılıklı etkileşim belgelenmiştir. Özellikle günümüz ulaşım aksları ile entegrasyonu üzerinde durulmuş ve hastane alanının yakın çevresi için bile az bilinen bir alan olduğu gözlenmiştir. Bu kapsamda çalışma sürecinde ulaşım, kamusal odaklar ve çevresel yeşil ağlar ile kurulan her ilişkiye ve etkileşime özel bir önem verilmiştir.
Tüm bu verilerin yanı sıra yarışma alanı yakın çevresinin konut ağırlıklı gelişimi, yoğun yapılaşma, sosyal, kültürel alan ve donatı eksiklikleri göze çarpmaktadır. Yakın çevre ile olan etkileşimin ise, bir kısmı bir sağlık yapısı olmasından da kaynaklı olan bir kamusal temassızlık içerdiği görülmüştür. Çevresel yapılaşmanın alan ve çevresi için gölge/güneşlenme ve rüzgar oluşumları üzerinde de etkili olduğu görülmüştür.
Yanı sıra, hastane alanının Bayar Caddesi ile olan komşuluğu gürültü açısından da kimi zaman olumsuz olarak değerlendirilebilecek bir yakınlık içermektedir. Özellikle iş çıkışı veya sabah saatlerinde yoğunlaşan trafik kirliliğe ve gürültüye de sebep olmaktadır. Sağlık ve iyileştirici alanları için genellikle tercih edilmeyecek olan bu yakınlık hastanenin sahip olduğu yoğun ve sık peyzaj dokusu ile birlikte bir ölçüde minimize edilebilmiştir.
Mimari Konsept
Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi alanı her ne kadar doğal ve fiziksel çevrenin özellikli bir parçası da olsa, yakın çevresi ile etkileşimi, farklılaşan kullanımlar ve öncelikler ile birlikte hastane gereksinimleri sebebiyle geçmişte özellikle yapısal olarak kentsel ve mekânsal kurgusunda değişiklikler geçirmiştir. Yetersiz bir yapılı çevre ve sahip olduğu potansiyelin sınırlı bir şekilde kullanımı alanın hak ettiği ölçüde bir iyileştirme ve sağlık mekânı olmasını sağlayamamıştır. Yarışma süreci ile birlikte atılan adım fiziksel mekân kalitesinin arttırılmasını ve hastane kurgusunun günümüz gereksinimleri ve hızlı değişen sağlık teknolojilerinin ihtiyaçlarına karşılık verebilecek şekilde bir alan olarak ortaya çıkmasını da beraberinde getirecektir.
Mevcut Anıtsal Ağaç Dokusu, Korunumu ve Kentsel Tasarım Kurgusu
Mekânsal olarak hastane kullanımları için zorluk çıkarmayacak bir yapısal parçalanma altlığı da çalışma alanında yer alan ve korunması için en az ölçüde müdahalede bulunduğumuz grup anıt ağaç dokusu üzerinden hem Yatan Hasta birimleri, hem de Poliklinik kullanımları üzerinden ele alınarak oluşturulmuştur. Mekânsal kurgu izin verdiği sürece alanda yer alan hiçbir ağacın taşınması önerilmemiş, yapı içerisinde bile olsa korunmaları amaçlanmıştır. Bu kapsamda, önerdiğimiz pek çok yapının avlular veya boşluklar üzerinden bu doku ile korumacı bir ilişki kurduğu gözlemlenebilmektedir. Mekânsal zorluklar ve gereksinimler dolayısıyla ise 60 tane ağacın taşınmasını önermekteyiz.
Öneri çalışmamızdaki kentsel tasarım kurgusu ise alanın sahip olduğu fakat çeşitli sebeplerle işlemeyen kuzey güney doğrultusunda kuvvetli omurga yaya ve bisiklet ulaşımına ait olmak kaydıyla üzerinde durulmuştur. Hastane kapasitesinin artması ile birlikte büyük ölçüde Bayar Caddesi üzerinden gelecek olan kullanıcı trafiği de bu aksların aktive edilmesi ile birlikte rahatlatılacaktır.
Erişim ve Rotalar
Hastana alanı içerisinde araç kullanımı sınırlandırılmıştır, fakat yayalaştırılmış olsa da her türlü acil durum kullanımına uygun olarak düzenlenecektir. Ana girişlerden hemen sonra poliklinik veya yatan hasta birimleri kapalı otoparklarına ulaşılan birer otopark rampası mevcuttur. Açık otopark alanları ile birlikte yaklaşık 290 araçlık otoparkı barındıran kampüs içi ulaşım içinse bisiklet önerilmekte ve alanda bisiklet güzergahı oluşturulmaktadır.
Acil Servis (J Blok)
Hastanenin ana girişi yeniden iki kapı arasında paylaştırılacak ve Bayar Caddesi üzerinde yer alan eski ana giriş yeniden kullanılacaktır. Halihazırda Bayar Caddesi üzerinde yer alan, fakat hastane poliklinik alanlarından kopuk olan Acil Servis’in de bu ana giriş alanı ile entegre edilmesi önerilmektedir. Bayar Caddesi üzerinden gerçekleşecek olan acil yönlü kullanım ile hastane ana aksının çakışmaması da çalışmada üzerinde durduğumuz bir diğer husustur.
Acil Servis önerilen alanda günümüzde yer alan Kreş ise yine Bayar Caddesi üzerinde, günümüzde Acil Servis işlevini yerine getiren birimlerin bulunduğu alanda önerilmektedir. Bu şekil de kullanıcıların kreşe direkt erişimi de sağlanmış olacaktır.
Sosyal Kullanım Alanlarının Kurgusu
Bununla birlikte, Bayar Caddesi’ne komşu alanlarda yer alan K1 yapısının Psikoterapi Merkezi’ne dönüşümü, mevcut Pul Servisi ve Amatem yapılarının da sosyal içerikli kullanımının istenilmesi bu yaklaşımımızı destekler niteliktedir. Alanda yapılan bölgeleme çalışmalarımızda da kent ile daha sıkı ilişki içerisinde olacak alanların bu bölgeler olacağını göstermiştir. Bu bölgede spor alanları, sanat alanları, hobi bahçeleri düzenleyerek, korunan Ahşap Köşk’e bilimsel araştırmalara da imkân tanıyacak bir araştırma merkezi yapılanması önererek ve K1 yapısının batısında BAHAR birimleri oluşturarak alanın iyileşme mekânı olmasının yanı sıra nitelikli bir şekilde kamusal kullanımının artması ve kentsel donatı alanı içeriğinin zenginleşmesi amaçlanmıştır.
Bu alanda oluşturulan açık amfi ile de sosyal ve kültürel kullanım ile birlikte alanın hemen karşısında yer alan polikliniklerin kullanıcıları için de bir buluşma, dinlenme noktası oluşturulması amaçlanmıştır. Hem sosyal ve kültürel kullanım alanları, hem de açık amfi gibi etkinlik alanları aynı zamanda çalışma alanının merkezinde konumlanan kantin, konferans merkezi ve en üst katında kütüphane oluşturularak idari bina olarak kullanımına devam eden yapı ile de direkt ilişkilidir. Personelin kullanımına ait ve tüm hastanenin yemek dağıtımının da yapıldığı yemekhane de bu alan ile bağlantılı olarak ele alınmıştır.
Poliklinikler
Hastane alanının kuzeydoğusunda, Bayar Caddesi ile Okur Sokağı kesişimine yakın olarak kurgulanan ve çalışma kapsamında J Blok olarak yer alan Acil Servis’ten güneye doğru ilerleyen alanlarda ise poliklinikler yer almaktadır. Poliklinik alanları, yoğun olarak kullanılacak olan Genel Cerrahi Kliniği ile başlayarak, Nöroloji, Diğer Poliklinikler, Diş, Amatem, Çematem ve Çocuk-Ergen Polikliniklerini içeren 4 farklı bloktan oluşmaktadır. Bu alanda hastane kompleksi dokusunun korunumu için önerilen ve morfolojik olarak yakın çevre ile de bütünlük arz eden az katlı yapılara yer verilmiştir. G, H ve I Bloklar zemin + 2 kattan oluşurken F blok yapısı ise zemin ve bir normal kata sahiptir.
Az katlı olarak kurgulanan poliklinik alanlarında yer verilen avlular, iç bahçeler ve mevcut ağaç dokusunun korunması için önerilen alanlar ile birlikte soluklanma mekânlarının ve nişlerinin de oluşturulması amaçlanmıştır.
Yatan Hasta Birimleri
Yatan hasta birimleri ise alanın güneybatısında yer alan, ve kısmen mevcut ağaç dokusunun seyrekleştiği bölgede oluşturulmuştur. Hasta blokları 5 ana gruptan oluşmaktadır. Servis mekânları ile bölünen ve birbiri ile görsel veya fiziksel ilişkisi sınırlanan alanlar bu sayede nitelikli ve korumacı bir mekânsal altlık üzerinden iyileştirici mekânlara evrilmektedir. Arazideki mevcut kot yapısı da değerlendirilerek her blokta zemin ve alt zemin kat olmak üzere çevresi ile direkt ilişkili iki kat oluşturulmuştur. Bu katların yanı sıra, A ve C blokta 2’şer normal kat, B ve D blokta ise 3’er normal kat daha bulunmaktadır. Ayrıca, güney girişinden girilmek suretiyle idari binanın arkasında yer alan rampa ile ulaşılan otopark ve teknik mahalleri barındıran bir bodrum kat da tüm blokların parçasıdır. E blok ise zemin kat ve 2 normal kattan oluşmaktadır.
Yatan Hasta Bloklarından olan A Blok’ta Erkek Psikiyatri Kliniği (Akut Dönem) ve Amatem Kapalı Kliniği; B Blok’ta Amatem Erkek, Amatem Kadın ve Çematem Klinikleri; C Blok’ta Kadın Psikiyatri Klinikleri (Akut Dönem ve Akut Sonrası Dönem); D Blok’ta Erkek Psikiyatri Klinikleri (Akut Sonrası Dönem), Çocuk-Ergen Kliniği, Amatem Erkek Rehabilitasyon Ünitesi; E Blok’ta ise Nöroloji Kliniği, Nöroloji Yoğun Bakım, Nöroloji Uyku Servisi ve Amatem Anne-Bebek Kliniği yer almaktadır.
Yatan Hasta Klinikleri kullanımına ayrılan bahçeler de kliniklerden rahat ulaşılır şekilde düzenlenmiştir. Bu erişim sürecinde farklı klinik hastaları birbirleri ile karşılaşmamaktadır ve bahçe kullanımları da tümüyle ayrılmıştır. Bloklarda yer alan düşey sirkülasyonların da yardımıyla birbiri ile ilişiksiz ve farklı kotlarda yer alan bahçelere hangi kliniğin hangi çıkış üzerinden ulaşabileceği de tanımlanmıştır.
Yatan hasta blokları için bahçe kullanımı bu alanlarla da sınırlı değildir. İç bahçeler ve avlular üzerinden yeşil dokunun bloklar içerisine dahil edildiği sistem bu alanların dinlendirici bahçe alanları olarak düzenlenmesine de olanak sağlamaktadır. Ayrıca, permakültür faaliyetlerinin tedavide etkisinin de yardımına başvurmak adına her hasta için bir bahçe ekim alanı düzenlenmiştir. Alt zemin katta yer alan hasta odalarının hemen önünde kendi bahçe alanları yer almaktadır. Zemin kat ve normal katlarda ise yapı cephelerinde, hastanın çıkamayacağı fakat çeşitli bitkileri yetiştirebileceği alanlar oluşturulmuştur.
Etaplama
Alana yaklaşım çeşitli etaplar üzerinden gerçekleştirilmiştir. Yeni yapının inşa sürecinde hastanenin mevcut işlevlerini yerine getirebilmesi için etaplama süreç önerisi oluşturulmuştur.
Projeye Ait Görseller
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır.
TEB Mimarlık’ın yazılı izni olmadan ilgili içeriğin tümü veya bir kısmı işlenemez, kopyalanamaz, iletilemez, yayılamaz, dağıtılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz, kullanılamaz.